way Kelime Anlamı ve Kullanımı
- i yol, tarik; yön, yan, taraf, cihet; yer; mesafe; usul, tarz; husus; adet, itiyat, huy; hal, durum, halet; gidiş, ilerleme, ileri gitme; çare, vasıta; huk irtifak hakkı, geçit hakkı; çoğ gemi kızağı ways and means mali tedbirler, para temini, tahsisat bulma yolları way back kdili çok eskiden, uzun zaman önce way in giriş, girilecek yol way station dy ara istasyon way train her istasyona uğrayan tren, posta treni across the way yolun öte tarafında, karşı tarafta a good way hayli mesafe; iyi bir usul all the way mümkün olduğu kadar; başından beri a long way off çok uzakta be in the way engel olmak, ayak altında olmak by the way sırası gelmişken, aklıma gelmişken by way of yolu ile, -den come one's way başına gelmek go all the way son haddine varmak; her naneyi yemek go one's way kendi yoluna gitmek, bildiğini okumak go out of one's way zahmete katlanmak go the way of gibi gitmek have a way with one ikna edici kabiliyeti olmak in a small way küçük mikyasta, ufak ölçüde in a bad way kötü bir durumda; tehlikede; çok hasta in a way bir bakıma make one's way ileri gitmek, başarmak, muvaffak olmak on the way yol üstünde, yolunda, yolda out of the way sapa, yol üstü olmayan; alışılmışın dışında, yolsuz, uygunsuz, münasebetsiz; zahmette; yerinde olmayan, kayıp; ortadan, aradan; yoldan pay one's way kendi masraflarını kendi ödemek the right way doğru yol under way hareket helinde, ilerlemekte, devam etmekte Have it your way Nasıl istersen öyle yap Let's get this out of the way Bunu ortadan kaldıralım No way ABD, (argo) Çaresiz İmkân yok