up Kelime Anlamı ve Kullanımı
- z,s, (edat), i yukarıya, yukarıda; yükseğe; müz tize doğru; ileriye; -e kadar; öne, ileri; tamamen (Konuşma dilinde çoğunlukla anlamı değiştirmeden fiillere eklenir); s yükselmiş; kalkmış; kaldırılmış; yüksek, kabarık; ilerlemiş; hazır; (edat) yukarıya, yukarıda; ileride; içeriye; i yükselme be up kalkmak, kalkmış olmak; (İng) oturuma son vermek be up against kdili karşılaşmak, karşı karşıya gelmek be up against it kdili muşkül durumda bulunmak, çatmak be up all night sabahlamak be up and doing iş başında olmak, faaliyette olmak be up for hazır bulunmak, meydanda olmak be on the up and up kdili hilesiz olmak; kdili yükselmekte olmak be up in (veya) on kdili hazır olmak; bilgili olmak; haberdar olmak be up to kabiliyetli olmak; far- kında olmak; yapmakta olmak; alakası olmak; karışmış bulunmak; mesuliyetli olmak up and about veya around kdili hastalıktan kurtulmuş, ayağa kalkmış, sıhhatte up and down beş aşağı beş yukarı; (kumaşın) dokunuş yönu; baştan aşağı, tepeden tırnağa up a tree muşkül durumda ups and downs hayattaki iniş çıkış lar, iyi ve kotü günler up the wind den rüzgâra karşı up to date şimdiye kadar; çağa uygun, güne uygun modern up to the mark en ince noktasına kadar fifteen up (tenis) on beş on beş berabere one up on bir sayı önde It is all up with him Onun için artık her sey bitmiştir Mahvoldu! Hapı yuttu! Yandı! What's he up to? Ne dolaplar çeviriyor? Ne halt ediyor? What's up? Ne var? N'oluyor? It's up to you Size baglıdır, Siz bilirsiniz I'm not up to it Gücüm yetmez His temper was up Çok öfkelendi The time is up Süre doldu Vakit tamam Something's up Bir şeyler dönüyor He is up for mayor Belediye başkanlığına adaydır He is up for murder Cinayet suçundan yargılanıyor
- f (-upped, -upping) yükseltmek; kdili vermek The girl up and slapped him Kız onu tokatlayıverdi
- (önek) yukarıya; ayağa; tamamen