top Kelime Anlamı ve Kullanımı
- i topaç sleep like a top külçe gibi uyumak
- i, s üst, tepe; zirve, doruk; baş; başın tepesinde bulunan saç tutamı; çoğ bitkinin toprak üstünde kalan kısmı; en yüksek derece, en yüce yer; den çanaklık; (spor) topun tepesine vuruş; s en yüksek; âlâ, birinci derecedeki, birinci sınıf top boot uzun potin top hat silindir şapka top'less s üstü olmayan; belden yukarısı çıplak top'most s en üstteki at the top of his lungs bar bar, avazı çıktığı kadar blow one's top argo tepesi atmak; çıldırmak go over the top siperden çıkıp saldırmak; beklenilenden daha çoğunu elde etmek off one's top kafadan çatlak, kaçık on top zirvede; başta, en güç1ü; başarılı on top of en tepede; üstünde; ilâveten, ek olarak; az kalsın, nerdeyse on top of that hem de, üstelik one thing on top of another üst üste, birbiri üstüne over the top fazladan I'm on top of the world Dünyalar benim oldu
- f (-ped, -ping) tepesini kesmek; üstünü kapamak, kapak koymak; kapak yerine geçmek; tepesine çıkmak; tepeye varmak, üstünden geçmek; geçmek, üstün gelmek; üstesinden gelmek; kim damıtarak en uçucu kısmını ayırmak; (spor) topun tepesine vurmak top off bitirmek, sona erdirmek;tepeleme doldurmak Can you top this? Bundan daha iyisini uydurabilir misiniz?