tail Kelime Anlamı ve Kullanımı
- i, s, huk şarta bağlı tasarruf, meşrut vakıf; s, huk mahdut, meşrut, koşullu
- i, s, f kuyruk; eskiden paşalık alameti olan at kuyruğu; tuğ; kuyruğa benzer şey; ceket ucu veya kuyruğu; arka, nihayet; çoğ kdili parada resimsiz taraf, yazı; saç örgüsü; uçağın kuyruğu; çoğ kdili frak; kdili iz; kdili kıç, popo; sayfa altımdaki boşluk; s son; arka; takibenden; peşinden gelen; f kuyruk takmak veya yapmak; kuyruğunu kesmek veya koparmak; ucuna takılmak; mim ucunu duvara yerleştirmek; den kıç taraftan dönmek; kıç taraftan karaya oturmak; kdili gizlice takip etmek; peşinden gitmek tail away geride kalmak, geride kalarak dağılmak tail behind arkasından gitmek tail end kıç, arka; son tail off yavaş yavaş bitmek, azalmak tail wind arkadan rüzgâr turn tail tehlikeden kaçmak with his tail between his legs süklüm püklüm, korkmuş olarak I can't make head or tail of it içinden çıkamıyorum Hiç anlayamıyorum