put Kelime Anlamı ve Kullanımı
- f (-put, -ting) i, s koymak, yerleştirmek; belirli bir şekle sokmak; sokmak; avucu yukarı tutarak atmak (gülle); sevketmek, harekete getirmek, zorlamak; hamletmek, üzerine yüklemek; söylemek, öne sürmek, reye koymak; acele gitmek, koşmak; kelimelerle ifade etmek; i koyma; fırlatma, hamle, saldırış; s, kdili yerleşmiş put about çevirmek, geminin başını çevirmek put across kdili muvaffakıyetle yapmak; kabul ettirmek put away bir tarafa koymak; saklamak; eski boşamak put back geri koymak; eski yerine koymak; ilerlemesine mâni olmak; reddetmek; den yoldan geri dönmek put by saklamak, bir tarafa koymak put down aşağı koymak, yere koymak, indirmek; bastırmak, menetmek; yazmak, kaydetmek; argo susturmak, ağzını kapamak; argo tenkit etmek put forth tomurcuk sürmek; ileri sürmek, beyan etmek; çıkarmak, yayımlamak, neşretmek; meydana koymak; denize açılmak put forward ileri sürmek, meydana sürmek; ileri al- mak (saat) put in içeri koymak, sokmak; arzetmek, göz önünde bulundurmak; tıb yerleştirmek, yerine koymak; den sığınmak; girmek; geçirmek (vakit) put off tehir etmek, geciktirmek, başka vakte bırakmak; çıkarmak (giysi); reddedilmek; den açılmak, ayrılmak put on giymek; taklidini yapmak, suretini takınmak; açmak; atfetmek, üzerine yüklemek; toplamak, şişmanlamak; argo aldatmak put on airs caka satmak put on one's guard birini ikaz etmek put on Othello Othello piyesini sahneye koymak put one on to dikkatini çekmek put one's finger on keşfetmek put one's foot in it pot kırmak, gaf yapmak put out çıkarmak; söndürmek; utandırmak; rahatsız etmek; yanmak (beysbol); bozmak put out of the way öldürmek put over ba- şına amir veya memur olarak tayin etmek; geçirmek; tehir etmek, geri bırakmak; ABD, kdili muvaffakıyetle yapmak put over on kdili aldatmak Put the finger on (suçluyu) ihbar etmek, gammazlık etmek put through bitirmek put to bed yatağına yatırmak; baskı için son hazırlıkları yapmak put to death öldürmek, idam etmek put to rights doğrultmak, düzeltmek, tashih etmek put two and two together imalı konuşmadan sonuç çıkarmak put up yerine koymak; konservesini yapmak; misafir etmek; bina etmek, yapmak put up with tahammül etmek, çekmek put up to teşvik etmekput up to one birine arzetmek; birinin reyine bırakmak put upon rahatsız etmek be put to it zor durumda bulunmak stay put yerinde rahat durmak, yerinden kımıldamamak I put it to you Sizin arzunuza bırakıyorum Put up your hands Eller yukarı Teslim ol Put me through (on the telephone) Bağlayın