push Kelime Anlamı ve Kullanımı
- f itmek, dürtmek; sürmek, sevketmek, yürütmek; sıkıştırmak, tazyik etmek; saldırmak, üzerine hücum etmek, arkasını bırakmamak; tos vurmak, boynuz ile vurmak; kdili kanunsuz yoldan uyuşturucu madde satmak push about öteye beriye kakmak; kakışmak push away itip defetmek push back geriye itmek, geriye kakmak push down aşağı sürmek; itip yıkmak push forward ileri sürmek veye itmek push in itip içeri sokmak push off avara etmek push on devam etmek, ileri sürmek push out denize açılmak push through nihayetine kadar götürmek, bitirmek push up yukarı sürmek push up daisies argo ge- bermek push one's way ileri gitmek pushed for money para sıkıntısında pushed for time vakti dar
- i itiş, kakış, dürtüş, sürme; hücum; baş sıkılması, ihtiyaç, sıkıntı; basacak yer, düğme; argo ahbaplar takımı, kumpanya push button elektrik düğmesi pusher i iten kimse veya şey; enerjik kimse; uyuşturucu madde satan kimse