point Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • f işaret etmek, göstermek;yöneltmek;hedefe nişan almak;duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak;ucunu sivriltmek;hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmekpoint at parmakla işaret etmek; tüfeğin namlusunu hedefe çevirmekpoint a gun tüfekle nişan almak point a moral ahlak dersi çıkarmak point off büyük rakamları virgülle hanelere ayırmak point out belirtmek point to yönelmekpoint up (ABD) etkisini artırmak point system matb punto sistemi;körler için çıkıntılı noktaları olan alfabe sistemi;okullarda kredi sistemi
    • i sivri uç,burun denize uzanan burun;nokta;sivri uçlu şey;noktalama işareti;fonetik alfabediki işaret;gaye,maksat,hedef,bir sözün altında yatan maksat;belirli yer özel bir durum;buhranlı an;birşeyin tam zamanı;kaneviçe;derece (ısı);bazı oyunlarda sayı,puvan;den pusula taksimatından biri,kerte;mattam sayı ile kesri ayırmak için aralarınakonan nokta;matb punto;borsalarda esas tutulan birim,puvan;ferma (köpek)point of honor şeref meselisi point of intersection geomkesişme noktasıpoint of no return dönüşü olmayan noktapoint of order içtüzüğe uygunluk konusupoint of wiev görüş noktasıat the point tam o zamanat the point of death ölüm halindebeside point konu dışındaboiling point katnama noktasıcarry one's point gayesine ulaşmak,istediğimi elde etmekcome to the point saadede gelmekcritical point nazik nokta,buhranlı nokta,tehlikeli hal veya devrefreezing point donma derecesi, donma noktası his strong point onun kuvvetli tarafı in point isabetli,yerinde in point of bakımından in point of fact hakikaten make a point of bilhassa itina etmek, özenmek melting point erime noktasıon the point of going gitmek üzere Possession is nine points of the law hukZilyetlik mülkiyet hakkının en büyük delilidir stretch a point müsamaha etmek , göz yummak to the point yerinde, isabetli




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor