grand Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • (s), (i) büyük, azim, ulu; baş, başIıca; muhteşem, debdebeli, saltanatlı; heybetli, muazzam; fevkalade, enfes; (i), (müz) kuyruklu piyano; ABD, argo bin dolar grandaunt (i) büyük teyze veya hala Grand Canal Venedik'te en büyük kanal grand daughter (i) kız torun grand duke grandük, eski Rusya'da çarın oğlu grandfather, grandpa (i) büyükbaba, dede grandfather clock sarkaçlı büyük dolap saati grand jury (huk) soruşturma heyeti grandmother, grandma (i) anneanne, babaanne, nine grandnephew (i) yeğen oğlu grandniece (i) yeğen kızı grand opera opera grandparent (i) büyük baba veya anne grand piano kuyruklu piyano grandsire (i) büyük baba grand slam iskambil bir elde hepsini kazanma grandson (i) erkek torun grand stand (i) tribün grand total umumi yekün grand tour görgü ve bilgilerini artırmak için eski zamanlarda genç İngiliz asilzadelerinin Fransa ve italya'nın belli başlı şehirlelerine yaptıkları uzun seyahat, büyük gezi granduncle (i) büyük amca grand vizier sadrazam in grand style gösterişli, tantanalı, son modaya göre grandly (z) muhteşem bir şekilde; gösterişli olarak grand ness (i) ihtişam, azamet, büyüklük; gösteriş




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor