foul Kelime Anlamı ve Kullanımı
- (f) kirletmek, pisletmek, murdar etmek, bulaştırmak; bozmak; rezil etmek; yanmış barutun çamuru ile kirletmek (top namlusunu); (den) ot ve midye bağlamak (tekne karinası); dolaştırıp işlemez hale getirmek, çaparız vermek; spor oyuncuya karşı kural dışı harekette bulunmak, haksız muamele etmek; kirlenmek, kir bağlamak; dolaşmak, karışmak foul up argo acemice hareket etmek, karıştırmak
- (s), (i) iğrenç kerih, tiksindirici, nefret verici; kirli, pis, murdar; menfur, çirkin, ayıp; bozuk; sövüp sayma kabilinden; fena (hava); dolaşmış, karışmış, birbirine geçmiş; midye bağlamış (gemi teknesi); (den) gambalı çaparız; (i), spor kurallara aykırı hareket, faul, hatalı vuruş veya davranış; dolaşma, karışma; çarpışma, bindirme (gemi) foul bill of health (den) bulaşık patent foul breath pis nefes foul copy düzeltmelerle karalanmış nüsha foulmouthed (s) ağzı bozuk, küfürbaz foul play kurallara aykırı oyun; haince hareket hıyanet, suikast; cinayet foul shot basketbol faul atışı by fair means or foul iyi veya kötü yola baş vurarak, nasıl olursa olsun fall foul of çaparız gelmek; çatmak, kızdırmak to play foul hainlik etmek foully (z) çirkin bir şekilde; haince foulness (i) bozukluk; pislik, kir; günah