flat Kelime Anlamı ve Kullanımı
- (f) (ted, ting) yassılamak, düzeltmek; tadını kaçırmak, neşesini bozmak; yassılmak, düşmek; neşesiz olmak; (müz) yarım ton indirmek; belirli perdeden aşagı söylemek veya çalmak
- (s) (ter, test) (z) düz, müstevi, yassı: yüzüstü, sırtüstü; yıkık, harap; kati, kesin; mat, donuk, tatsız, yavan; durgun (ticaret); (müz) bemol; (z) açıkça; doğrudan doğruya; tam; (müz) asıl notadan daha aşağı ve yanlış olarak flat against the wall duvara yapışık flatboat, flatbottom (i), (den) düz karinalı gemi flat broke (h)dili meteliğe kurşun atar durumda, beş parasız flatcar (i), (ABD) açık yük vagonu flat denial kesin bir şekilde ret, kati surette inkâr flatfish (i) kalkan gibi yan yüzen balık flatfooted (s) düztaban; (ABD), (h)dili azimli flathead (s), (i) yassı kafalı; (i), (bh) Amerika'da eski bir yerli kabilenin ferdi flatiron (i) ütü flat race düz yerde yarış flat rate tek fiyat flat tire patlamış lastik flattop (i), (ABD) uçak gemisi flatwork (i) masa örtüsü gibi kolay ütülenir düz parçalar fall flat büyük bir başarısızlığa uğramak I'll tell you flat Sana asıkça söyleyeceğim The market is flat Piyasa durgun in ten seconds flat tam on saniyede That's flat Açık ve kesindir Şüphe götürmez flatly (z) açıkca, peşin olarak flatness (i) düzlük, yassılık; tatsızlık, yavanlık
- (i) apartman dairesi
- (i) düz ve basık arazi; sığlık, kumsal; geniş ve düz olan şey, demiryolu arabası; düz sal; kılıcın yassı yüzü; kenarları alçak tepsi; madenin yassı damarı; tiyatro sahne dekoru için kullanılan kumaş gerili çerçeve; (müz) bemol