face Kelime Anlamı ve Kullanımı
- (i) yüz, çehre, surat, sima; küstahlık, cüret; (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer;on taraf; (sikke) resimli yüzey; (matb) yazı;görünüş, üst, düzey, satıh; (mat) düzey, yüz; (mad) üzerinde çalışılan tünel duvarı veya sonu face card resimli iskambil kağıdı facedown yüz üstü, yüzü koyun face lifting (tıb) yüze uygulanan estetik ameliyatı face to face karşı karşıya, yüz yüze in the face of karşısında, dikkate alarak, rağmen fly in the face of karşı gelmek have the face yüzü tutmak, cüret etmekIose face itibarını kaybetmek make a face yüzünü gözünü buruşturmak make faces alay ederek yüzünü gözünü tuhaf şekillere sokmak onthe face of it dış görünüşe göre pull along face suratını asmak put a bold face on (zor bir durum) karşısında cesaret göstermek put a new face on the matter işin şeklini değiştirmek, işe baska cephe kazandırmak save one's face kabahatini örtbas etmekshow one's face meydana çıkmak, kendini göstermek to my face yüzüme karşı
- yüzüne bakmak; yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak;iskambil kâğıt açmak; kaplamak, astarlamak;taşın yüzünü yontup düzeltmek, düzgünleştirmek; bakmak, dönmek; nâzır olmak, nezareti olmak face about aksi istikamete dönmek face down sukut ile veya küstahlıkla hasmını susturmak, karşısındakini sindirmek; yüzü koyun, yüzü alta gelerek face the music ABD, argo cezalandırılma ihtimali karşısında yılmamak face out sonuna kadar dayanmak face up to cesaretle karşılamak,farkına varmak