duck Kelime Anlamı ve Kullanımı
- (i) ördek dişi ördek; Anatidea familyasından ördek; (ing), (kdili) sevgili yavru; sakat kimse veya şey, kolay ele geçirilebilen hedef; (ABD), (ask) hem karada hem suda işleyebilen kamyon duck and drake (veya) ducks and drakes suda taş kaydırma oyunu duckboard (i) ıslak veya çamurlu yolda yürümek için döşenmiş bir iki sıra tahta duck on the rock kaydırak oyunu fine day for ducks yağmurlu hava Iame duck (ABD) yeni devre için seçilmemiş fakat kısa bir müddet için daha çalışan senato veya kongre üyesi Iameduck (s) seçimden sonra eski üyelerin toplantısına ait Iike water off a duck's back tesirsiz, etkisiz, sonuç vermeyen, faydasız make ducks and drakes of (veya) play ducks and drakes with hesapsız para harcamak, har vurup harman savurmak pintail duck kılkuyruk, (zool) Anas acuta shoveler duck kaşıkçın, (zool) Spatula clypeata take to it like a duck to water seve seve bir işe girişmek, kolay alışmak duckling (i) ördek yavrusu, ördek palazı duck soup kolay iş
- (f), (i) başını veya vücudunu suya sokup çıkarmak, suya daldırmak; başını çabucak eğip kaldırmak; bir darbeden sakınmak; dalmak, batmak, başını eğmek, eğilmek; bir vuruştan kaçmak için süratle yana çekilmek; (i)eğilme, başını eğme; birden dalış, batış ducking stool eski zamanlarda ceza olarak üzerine suçluların bağlanıp suya batırıldığı sandalye
- (i) dok denilen bez, branda bezi