burn Kelime Anlamı ve Kullanımı
- f yanmak, yanıyor gibi olmak, alev alev olmak; ışık saçmak; parıldamak; tutuşmak; yakmak, tutuşturmak; kavurmak; pişirmek : ABD, (argo) aldatmak; ABD, (argo) elektrikle idam etmek burn the candle at both ends kuvvetini fazla israf etmek burn the midnight oil geceyi gündüze katmak, geç vakte kadar çalışmak burn one's bridges behind oneself geri dönmemek üzere bir işe atılmak burn one's fingers (bir şeyden) ağzı yanmak burn up yakıp bitirmek; yanıp bitmek His ears are burning Kendisi yokken methediliyor
- i yanık, yanık yeri; pişirme (tuğla veye kiremit); iskoç çay, ırmak, dere