box Kelime Anlamı ve Kullanımı
- i kutu, sandık; bir kutu dolusu miktar; hediye kutusu, hediye; loca; külübe (bakçi veya nöbetçiler için); av külübesi; at arabalarında arabacının oturduğu yer; yolcu veya yük kompartımanı; mil yatağı, göz; müşkül durum; gazet çerçeveli kıslm; (beysbol) oyuncuların topa vurdukları yer box calf bir çeşit kahverengi buzağı derisi box camera basit ve ayarsız fotoğraf makinası boxcar i kapalı yük vagonu, furgon box coat kalın arabacı paltosu; arkası bele oturmayan palto box drain kapalı lağım boxfish i sandıkbalığı, zool Ostracion box kite kutu şeklinde bir cins uçurtma box number posta kutusu numarası box office tiyatro, sinema ve stadyumda bilet gişesi; kdili bir temsilden elde edilen hasılat box pleat plikaşe boxwood i şimşir kerestesi; şimşir, bot Buxus sempervirens inthe box huk şahit kürsüsünde boxlike s kutu gibi
- i, f el veya yumruk darbesi; f tokat veya yumruk atmak (bilhssa kulağa); boks maçına girmek; boks yapmak boxer i boksör
- f kutuya veya sandığa koymak; gen up ile kutulara yerleştirmek, sandıklamak, ambalaj yapmak; den orsada boca ve pupa ederek gemiyi yeniden orsaya getirmek box the compass den pusulaya göre kerteleri sırayla saymak
- i şimşir, bot Buxus sempervirens