blow Kelime Anlamı ve Kullanımı
- i darbe, vuruş; hamle, saldırı; ani gelen bela, felaket; rüzgar, şiddetli esinti; kdili övünme, yüksekten atma at one blow bir hamlede come to blows kavgaya tutuşmak
- f esmek; üflemek; rüzgara kapılmak, rüzgarla sürüklenmek; çalmak, çalınmak, ses vermek; solumak, nefes nefese kalmak; kdili övünmek, yüksekten atmak; ABD, (argo) ayrılmak, defolmak; üfleyerek itmek;(cama) üfleyerek şekil vermek;(atı) yorgunluktan çatlatmak; (sinek) ette yumurtlamak; ABD, (argo) bol bol harcamak, çarçur etmek blow a fuse sigorta atmak; (argo) tepesi atmak blow great guns fırtına halinde esmek (rüzgar) blow hot and cold kdili kararsız olmak, duraksamak blow in kdili ansızın gelmek, düşmek; mad yakmak (ocak) blow off istim salıvermek; (argo) hiddetle parlamak blow out üfleyip söndürmek; patlamak (lastiği); dinmek (fırtına); atmak (sigorta); üfleyip pisliğini çıkarmak blow over dinmek (fırtına); unutulmak, geçmek blow up şişirmek; havaya uçurtmak, patlatmak; foto buyütmek, agrandisman yapmak; patlamak, infilak etmek; patlak vermek (fırtına); kdili çok kızmak, parlamak, tepesi atmak blow one's own horn argo övünmek, kendini methetmek blow one's stack (argo) kendinden geçmek I'll be blowed! kdili Hayret!